Yağmurlu bir Paris akşamında iki girişimci, taksi bulmak için bir restoran çıkışında dakikalarca beklediler. Bu sırada tanışan Travis Kalanick ve Garrett Camp’ın kafasında aynı anda bir fikir belirdi: Neden kendi taksi servisimizi oluşturmayalım ki?
Birdenbire gelen fikir, bir ulaşım devriminin başlangıcı olacaktı. 2009’dan bu yana geliştirilen bu proje, bugün herkesin kullandığı bir girişim örneğini oluşturuyor.
Travis ve Garrett, bu düşünceden yola çıkarak ilk prototiplerini oluşturdular.
2009 akşamında, Kalanick ve Camp, bir teknoloji konferansına katılmak üzere yola çıktılar. İkisinin de girişimci olması ve aynı konferansta denk gelmeleri büyük bir tesadüfü doğuracaktı.
Tam konferans çıkışında, fırtınalı ve yağmurlu bir havada taksi bulamayınca cep telefonu üzerinden araç çağırma fikri, kafalarında bir ampul yaktı. Garrett Camp, konferanstan sonra UberCab.com ismini satın aldı ve Travis Kalanick’i de bu heyecanlı projede ortak olmaya ikna etti.
Geliştirilen uygulamanın lansmanı 2010 yılında yapıldı. Bir dokunuşla araç çağırma fikri, dakikalarca taksi beklemekten daha mantıklı gelmişti insanlara. Bu yüzden bu fikir giderek popülerleşti. Başlangıçta taksiye kıyasla biraz daha pahalıydı. Ancak insanlar beklemekten hoşlanmıyordu.
Daha sonra sitenin adında bir sorun çıktı, UberCab.com ismindeki “cab” ibaresi kaldırılarak şirket sadece “Uber” olarak yoluna devam etti. İlk yatırımlarını alan şirketin CEO’su ise Ryan Graves oldu.
Başlarda sadece limuzin hizmeti sunan Uber, 2011 yılında ciddi bir büyüme yaşadı.
Uygulama sürekli olarak yenilendi ve etkili bir teknoloji kullanıldı. Ancak uygulama ABD’de büyüdükçe düşmanlar da çoğaldı ve sürekli bir cezayla karşılaştılar.
Fakat yılmadan devam ederek 2013’te Hindistan ve Afrika’ya açılan Uber, başarıyla büyümeye devam etti. 2014’te Çin pazarına giriş yaptı ve bugün 84 ülkede ve 760’dan fazla şehirde faaliyet gösteriyor.
Türkiye’ye baktığımızda ise 2019 Ekim’inde İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi,haksız rekabet iddiasıyla Uber’in faaliyetlerini durdurma kararı aldığını biliyoruz.
Ayrıca mahkeme, Uber’e erişimi engelleme kararı da verdi. Taksicilerle yaşanan problemler de gündemde çokça yer etti.
2014 yılında Amazon’un eski yöneticisi Jeff Holden, Uber’e iş geliştirme müdürü olarak katıldı.
Holden, sürücülerin nereye gideceğini gösteren bilgilerin eklenmesinin daha doğru olacağı fikrini öne sürerek sürücülerin rotalarını belirleyerek kullanıcı deneyimini âdeta bir sanat eserine dönüştürdü.
Uber, 2013 yılından bu yana sürücüsüz otomobillerle hizmet verme konusunda çalışmalar yürütüyor. Bloomberg’e göre Uber’in değeri 2018’de bir önceki yıla göre 50 milyar dolar artarak 120 milyar dolara ulaştı.
Zorluklarla dolu başlayan sürecin sonunda bu iki girişimci de aldıkları geri bildirimlerle uygulamayı geliştirdiler ve yatırımlarla işlerini alabildiğine genişlettiler. New York ve diğer büyük şehirlere adım attıklarında ise proje bambaşka bir boyuta ulaştı.
2016’da şirket, o dönemde pek rastlanmayan bir başarısızlıkla karşılaşarak Çin şubesini, mobil ulaşım şirketi Didi Chuxing’e sattı.
O yıl içinde 3,5 milyar dolarlık ek yatırım almasıyla birçok yatırımcı, şirketin gelecekte daha iyi günler göreceğine inanıyordu. Ancak 2017 şirket için kötü bir yıl oldu.
Sorunlar, Aralık 2016’da Uber CEO’su Travis Kalanick’in o dönemde yeni başkan seçilen Donald Trump’ın ekonomik danışma konseyine katılma kararıyla başladı. Bu karar, Trump’ın seçim zaferine tepki gösteren müşteriler arasında Uber’a karşı bir öfke dalgasına neden oldu.
Ocak 2017’de Uber, Trump’ın göç politikasına karşı olan New York City’deki taksi şoförlerinin grevini içeren ülke çapındaki protestolar sırasında artan fiyatlandırmayı geçici olarak askıya aldığını duyurdu.
Bu hamle, birçok kişi tarafından taksi şoförlerinin grevinden faydalanma girişimi olarak algılanmıştı. #DeleteUber etiketi hızla sosyal medyada popülerlik kazandı.
Şirket, artan fiyatlandırmanın askıya alınmasının talebin yüksek olduğu anlarda yolculuk fiyatını düşük tutma amacını taşıdığını belirtse de bu durum uygulamanın 500.000’den fazla kullanıcısı tarafından silinmesine yol açtı. Bu boykotun ardından Travis Kalanick, 2 Şubat 2017’de ekonomik danışma konseyinden istifa ettiğini açıkladı.
Eski çalışanlarından Susan Fowler, şirketin işlevsiz ve cinsiyetçi bir işyeri kültürüne sahip olduğunu iddia eden bir blog yazısı paylaşınca işin rengi de değişti.
Fowler’ın yazısı geniş bir kitleye ulaştı ve bu durum Travis Kalanick’i, şirketin kültürüne dair bir soruşturma başlatmak amacıyla eski ABD başsavcısı Eric Holder’ı göreve getirmeye yönlendirdi.
Soruşturma sonucunda 20 personelin işine son verildi ve işyeri kültürünü düzeltmeye yönelik öneriler sunuldu. 3 Mart 2017’de The New York Times, Uber’in sürücülerini takip etmek için kullandığı Greyball adlı programı ortaya çıkararak şirketin kamuoyu ile olan ilişkilerini daha da zorlaştırdı.
Yine bu olayların akabinde Uber’in sürücüsüz araç testlerinin bir kaza ile sonuçlanması şirketin araç testlerini geçici olarak durdurmasına neden oldu.
Tüm bu olanlar, Kalanick’in zaten olumsuz olan kamuoyu imajını daha da zedeledi. Hissedarların eleştirilerinin ardından 20 Haziran 2017’de CEO olarak görevinden ayrıldı ve yerine Dara Khosrowshahi getirildi.
Khosrowshahi, Uber’in imajını ve mali durumunu düzeltmek hatta şirketi halka arz etmek gibi hedeflere odaklanmıştı. Mayıs 2019’da gerçekleşen halka arz, yüksek beklentilere rağmen Uber’in hisse senedi fiyatının beklenenin altında açılmasıyla dikkat çekti.
Bu da 1975’ten bu yana bir Amerikan şirketi için en kötü açılış olarak kayıtlara geçti. Hayal kırıklığı yaratan halka arzın ardından Khosrowshahi, binden fazla personeli işten çıkarma kararı aldı.
Bu yolda karşılarına çıkan engeller, özellikle Türkiye’de haksız rekabet iddiaları Uber’in, önüne geçemediği zorluklardan sadece birkaçıydı.
Pek çok engele ve soruna rağmen sürücüsüz araçlar, güvenlik tedbirleri, sosyal sorumluluk projeleri derken Uber bir ulaşım devi olmanın ötesine geçmeyi başarabildi.
Yağmurlu bir Paris gecesinde doğan bu fikir, milyonlarca insanın günlük yaşamını değiştiren bir devrime dönüştü. Bugün milyonlarca insan, Uber’i kullanarak dünya çapında bir ulaşım hizmetinden faydalanıyor.
Ülkemizde ise çok sorunlu olan Uber meselesinin başlangıcı 2014 yılına, İstanbul’da Uber XL hizmetinin başlamasına dayanıyor. Verilen kavgalar sonucunda Uber daha sonra sadece ticari taksilerde devam etti. Şu anda UberTaksi olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Girişimcilik ile ilgili diğer içeriklerimiz: