‘Çaresiz ve hamasetten medet uman bir tavır’

“`html

Aslı Kurtuluş MUTLU / Damla Doğan TUNCEL

AK Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştireceği dikkat çekici bir konuşma için geri sayım başlattı. Erdoğan, “AK Parti, MHP ve DEM ile birlikte bu yolda ilerlemeye karar verdik.” ifadelerini kullandı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuşma, gerçeklerden uzak, hamasi bir dil kullanmasına rağmen heyecan, umut ve güven vermekten yoksun bir nitelik taşıyordu. AK Parti, MHP ve DEM Parti ittifakının resmen kaydedilmesi adına atılmış bir adımdı. İddia edilen pazarlıksız sürecin arka planındaki gizli anlaşmalar ve yol haritasının açıklanmasıydı. Küresel güçlerin desteklediği projelerin ve stratejilerin, kitlelere sunulmasıydı. Türkiye’nin güncel durumuyla bağlantısını yitirmiş, Orta Doğu’yu şekillendirmeye çalışan bir hayal dünyasının tanıtımıydı.

RAM OLUN BANA

Terörün kökenlerine dair herhangi bir açıklama yapmadı; 23 yıldır neden bu sorunları çözemediklerini belirtmedi. Ne gibi adımlar attıkları ya da atmadıkları konusunda bilgi vermedi. Hemen her zaman olduğu gibi suçlamalarla karşılık verdi. Projelerini sorgulayanları ve çözüm arayanları eleştirdi. Saygı beklediği bir üslupla, kendisine inanmamız gerektiğini ifade eden bir tutum sergiledi. Bu, oldukça yetersiz, aciz bir duruşa işaret ediyordu.

PKK’ya bağlı bir grup Süleymaniye’de silahlarını imha etti. Bu görüntüler hakkında ne düşünüyorsunuz? İç siyasete olası etkileri neler olabilir? TBMM’de komisyon süreçleri hızlandı. İYİ Parti’nin komisyona yaklaşımı ne olacak? Hangi adımlar atmayı planlıyorsunuz?

Son gelişmeleri kavrayabilmek için yakın geçmişteki iç ve dış olaylara dönüp bakmamız gerekiyor. Hatırlanacağı üzere, 25 yıl önce başlayan bir Büyük Orta Doğu Projesi vardı ve Erdoğan bu projenin eş başkanıydı. Projenin ilk etabı tamamlandı ve Irak üçe bölündü. Kuzeyde bir otonom Kürt yapısı oluşturuldu, güneyde ise Sünni ve Şii bölgeleri oluşturuldu. Türkmenler ise büyük ölçüde dışlandı.

Türkiye’nin sürece destek vermesi adına ABD, PKK’nın ortadan kaldırılması vaadiyle bir generalin terörle mücadele koordinatörü olarak atanmasını sağladı. Türkiye, bir muadillerini atayarak bu süreci birlikte yürütme kararı aldı. Ancak bu yapı, sadece günü kurtarmak ve kamuoyunu ikna etmek dışında herhangi bir ciddi adım atmadı ve PKK terörü giderek arttı.

BOP’un ikinci aşaması Suriye üzerinden gelişti. Suriye’de de benzer şekilde bölünme gerçekleşti ve Fırat’ın doğusunda bir otonom Kürt bölgesi kuruldu. Bu bölgenin güvenliğini sağlamak amacıyla PKK’nın uzantısı olan yeni bir terör örgütü oluşturuldu. 2013 yılından itibaren bu yapı, 100 bin kişilik bir terör ordusuna dönüştü.

Bugün ABD, Suriye’deki bu otonom bölgenin Türkiye tarafından tanınmasını ve PYD/YPG terör ordusunun kabul edilmesini sağlamak istiyor. Türk halkının bu duruma ikna edilmesi için Süleymaniye yakınlarındaki gösteriler düzenleniyor. Tüm bu faaliyetler, toplumun ikna edilmesi amacını gütmektedir.

İktidar cephesi, “Terörsüz Türkiye” diyerek kampanya yürütüyor. Ancak bu yaklaşım neden şimdi? 23 yıldır “Terörlü Türkiye” miydi? 23 yıl boyunca neden bu adımlar atılmadı veya atılamadı? Hangi politika ve yasalar sizleri terörle mücadelede yeterince başarılı olmanızı engelledi?

Demokratik, hukuki, siyasi, ekonomik, askeri ve istihbari açılardan ne tür adımlar atıldı ya da atılmadı? Ve neden sonuç alınamadı?

ABD’NİN GÜCÜ ARKADA

Tüm bu sorulara cevap verilemiyor. İktidar, “Söylediklerimizi destekleyin, her şey yoluna girecek.” diyor. Ancak bu soruların yanıtları olmadan iktidarın samimiyetini kabul etmek mümkün değil. Sürecin arkasında ABD’nin olduğu aşikar; PYD/YPG terör örgütüne onay verilmeli, otonom Kürt yapısı tanınmalı. Sürecin bir diğer tarafında ise Erdoğan var; “ABD’nin desteğini alıp, DEM Parti ile işbirliği yaparak siyasi geleceğimi güvence altına alacağım.” diyerek yola çıkıyor. DEM Parti, Anayasa değişikliği talepleriyle ortaya çıkıyor ve PKK mensuplarının serbest bırakılması için baskı yapıyor. Tüm bu durumu toplum kabul ettirilmelidir.

İmralı’daki mahkumla sürekli iletişim sağlanıyor, mesajlar Meclis’e ve Saray’a ulaştırılıyor, cezaevi stüdyo haline getiriliyor, yanına aldığı kişilerle yayınlar yaparak talimatlar veriliyor.

“ÇÖZÜM SUNACAĞIZ”

Yeni anayasa değişiklikleri yapılması bekleniyor ve bir komisyon kurulması gündemde. Bu komisyonun rolü ne olacak? Bu soru yanıtını bulmuş değil. İlk görevi, toplumu ikna etmek olacak. Asıl amaç ise, DEM Parti’nin karanlık planlarının yasalarını Meclise sunmak olacaktır.

Önemli olan, neden bu komisyona ihtiyaç duyulduğudur. Meclis’in üstesinden gelemediği hangi işlevi bu yeni komisyon gerçekleştirebilir? Hangi yasalar mevcut Meclis’in önünü kapatıyor? Daha önce bu değişiklikleri gerçekleştirmek için neler yapıldı?

İktidar, tüm bu sorulara yanıt vermekten kaçınıyor. Onlar istiyor ki, ortaya konulan tasarılar hayata geçsin ve toplum sorgulamasın.

Biz Terörsüz Türkiye ve Hainsiz Türkiye hedefindeyiz. Sadece ihanet süreçlerini değil, terörün nedenlerini, ortaya çıkan durumu, çözüm önerilerimizi ve eylem planlarımızı halka duyurup, Türk milletini gerçeğiyle buluşturacağız.

Yeni dönemde TBMM’de iktidar tarafından anayasa çalışmaları gündeme gelebilir mi? Böyle bir durumla karşılaşırsanız partinizin tavrı ne olacaktır?

Başlangıçta, PKK’nın silah bırakacağına dair kesin ifadeler vardı; Erdoğan bunun doğru olmadığını kabul etti. Önümüzdeki günlerde, muhtemelen terör örgütünün ve onun siyasi uzantılarının talepleri ele alınacak. Yasal ve anayasal değişiklikler için hazırlık yapılacak. Bu durumu çoktan tahmin etmiştik.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YOLDA

DEM Parti, Anayasa’nın birçok maddesinde değişiklik talep ediyor ve bu değişikliklerle kazanımlar elde etmeyi umuyor. Erdoğan, iktidarları döneminde 134 maddesinde değişiklik yaptığı Anayasa’nın daha fazla maddesinin değiştirilmesini istiyor; özellikle 101. madde üzerinden yeniden aday olabilmesi için.

“Derin bunalımın kaynağı Anayasa ihlalidir.”

Mevcut sistemin temel sorunları üzerine görüşlerini paylaşan Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, Damla Doğan Tuncel’in sorularına yanıt verdi.

PKK’nın düzenlediği törende “demokratik entegrasyon” vurgusu yapıldı. Sürecin yasal ve anayasal düzenlemelere bağlı olarak ilerlemesi gerektiği ifade edildi. Bu anlamda nasıl bir yol izlenmeli?

Türkiye’de yaşanan derin hukuksal ve siyasal sorunlar, Anayasa ihlallerinden kaynaklanmaktadır. Sorun, Anayasa’ya saygı gösterilip gösterilmemesidir. Eğer ihlaller devam ederse, sorunlar da sürecektir.

Son günlerde Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturmalar ve İBB’ye yönelik yargı odaklı hamleler nasıl değerlendirilmeli?

Aslında bu operasyonların asıl amacı, 2028 seçimlerinde ulusal düzeyde siyasi güç dengesinin bozulmasını önlemektir. Yapılanlar, ulusal ölçekteki siyasi geçiş yollarını kapatmaya yöneliktir.

RTÜK’ün Sözcü TV’ye verdiği 10 günlük yayın durdurma cezasını ifade özgürlüğü ve medya hakkı açısından nasıl yorumluyorsunuz?

Özgürlükler, yalnızca olağanüstü hal durumda kısıtlanabilir. Normal hukuk düzeninde RTÜK tarafından verilen yayın durdurma kararları, Anayasa’ya tamamen aykırıdır ve çok yönlü bir ihlal oluşturmaktadır. SÖZCÜ’ye uygulanan yaptırım da açıkça Anayasa’ya aykırı bir durumdur.

Bugün Türkiye’de, kapsayıcı ve hukuka dayalı bir anayasa yapımına yönelik bir zemin mevcut mu?

Öncelikle, Anayasa’ya saygı esastır. Diğer bir sorun da Anayasal bilgi kirliliği olarak öne çıkıyor. Darbe Anayasası ve sivil Anayasa tartışmaları, bu kirliliği artırmaktadır. Anayasa değişikliklerinin gerçek bir zemine oturabilmesi için, TBMM’de sorumlu bir hükümetin işlevde olması gerekmektedir.

“`

Related Posts

Kaldırımda yürüyen baba oğul felaketi yaşadı: Beraber öldüler

Antalya’da sürücüsünün kontrolünü yitirdiği otomobil, kaldırımda yürüyen Yunus Tekerci (38) ile oğlu Adem Efe Tekerci’ye (8) çarptı. Kazada Tekerci ve oğlu yaşamını yitirdi.

Kamyon uçuruma yuvarlandı, 2 kişi hayatını kaybetti

Antalya’nın Kaş ilçesinde uçuruma devrilen kamyondaki 2 kişi hayatını kaybetti.

Adana Zeydan Karalar için ayakta! CHP lideri Özgür Özel on binlere sesleniyor

CHP, Zeydan Karalar’ın tutuklanması üzerine “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingini bu akşam Adana’da düzenliyor. Genel Başkan Özgür Özel Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanan on binlere sesleniyor

Görevden alınan Fahrettin Altun: ‘Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum’

İletişim Başkanlığı görevinden alınan Fahrettin Altun, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığı’na atandı. Altun, “Bu görevi bana tevdi eden, güvenen ve desteğini bir gün dahi esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum” dedi.

Türkiye güne yine ‘operasyonla’ uyandı… Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı gözaltına alındı: ‘İstanbul’un muhalefet partisi zıvanadan çıktı!’

İktidarın CHP’li belediyelere yargı yoluyla baskısı sürüyor. CHP’li Şile Belediyesi’ne operasyon sonucu Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı gözaltına alındı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, AKP’ye gönderme yaparak, “İstanbul’un muhalefet partisi zıvanadan çıktı!” tepkisini gösterdi.

İzmir Valisi orman yangınlarında elektrik dağıtım şirketlerini adres gösterdi, Cumhurbaşkanlığı ‘asılsız iddia’ dedi

İzmir Valisi Süleyman Elban, kentte geçen hafta meydana gelen yangınların tamamının elektrik hatlarından kaynaklı olarak başladığını açıklamıştı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ise açıklamanın adresini “sosyal medya ve bazı mecralar” olarak değiştirdi, “kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız iddialar dezenformasyon” dedi.